Elektrikli Otomobil Satışlarında Avrupa Liderleri Açıklandı: Zirve Değişti

Avrupa’da elektrikli araçlara olan ilgi hız kesmeden devam ediyor. 2025’in ilk çeyreğine ait satış verileri, elektrikli otomobillerin artık birçok ülkede ana akım haline geldiğini gösteriyor. İşte en çok satış yapılan ülkeler ve öne çıkan markalar.

---

Avrupa’da Elektrikli Araç Dönemi Güçleniyor

Avrupa Birliği ülkelerinde çevreci ulaşım politikaları, karbon salımını azaltmaya yönelik teşvikler ve artan çevre bilinci sayesinde elektrikli otomobil satışları rekor seviyelere ulaştı. 2025 yılının ilk üç ayında açıklanan satış raporları, içten yanmalı motorların hızla geride bırakıldığını ortaya koyuyor.

Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) tarafından yayımlanan rapora göre, bazı ülkeler elektrikli otomobil satışlarında açık ara öne çıkarken; bazıları hâlâ geçiş sürecinde bulunuyor. Ancak genel eğilim, tüm kıtanın hızla sıfır emisyonlu araçlara yöneldiğini gösteriyor.

---

En Çok Elektrikli Otomobil Satan Ülkeler (2025 İlk Çeyrek Verileri)

Elektrikli araç satışlarında Avrupa liderleri aşağıdaki gibi sıralandı:

• Almanya: 132.000 adet
• Birleşik Krallık: 98.500 adet
• Fransa: 91.200 adet
• Hollanda: 43.000 adet
• İsveç: 40.500 adet
• Norveç: 37.800 adet
• İspanya: 31.400 adet
• İtalya: 27.100 adet

Almanya, uzun süredir sürdürdüğü elektrikli dönüşüm politikaları, üretici teşvikleri ve geniş şarj altyapısı ile listenin zirvesinde yer almayı sürdürüyor. Volkswagen, BMW, Mercedes-Benz ve Audi gibi markaların elektrikli modelleri bu yükselişte başrol oynuyor.

---

Norveç: Nüfusa Oranla Liderlikte Birinci

Her ne kadar mutlak satış sayısında Almanya ilk sırada olsa da, nüfusa oranla elektrikli araç sahipliği açısından zirvede yer alan ülke yine Norveç oldu. Norveç’te satılan her 10 yeni otomobilden 8’i elektrikli veya hibrit motorlu.

Norveç hükümetinin sunduğu vergi muafiyetleri, ücretsiz otopark ve şehir içi kullanım ayrıcalıkları, halkın elektrikli araçlara yönelmesini kolaylaştırıyor. Tesla ve BYD gibi global markaların yanı sıra yerel distribütörlerin de katkısı büyük.

---

Markalara Göre Dağılım: Tesla Zirvede

Elektrikli araç satışlarında markalar bazında sıralama ise şöyle:

• Tesla: 142.000 adet
• Volkswagen: 113.000 adet
• BYD: 98.000 adet
• Renault: 62.500 adet
• Hyundai: 59.700 adet
• BMW: 55.000 adet

Tesla’nın Model Y ve Model 3 serileri, pek çok Avrupa ülkesinde satış rekorları kırdı. Özellikle Almanya, Hollanda ve Norveç pazarlarında yoğun ilgi gören Tesla modelleri, uygun fiyat-performans dengesi ve Supercharger ağı sayesinde tercih sebebi oldu.

---

Şarj Altyapısı: Genişleme Devam Ediyor

Elektrikli araç kullanımının artış göstermesinde şarj altyapısının yaygınlaştırılması da kritik rol oynuyor. Avrupa Birliği, 2025 yılı sonuna kadar 1 milyondan fazla şarj istasyonuna ulaşmayı hedefliyor.

Bazı öne çıkan ülkeler:

• Almanya: 100.000+ halka açık şarj noktası
• Fransa: 80.000+ şarj istasyonu
• Hollanda: 75.000+ kurulu şarj ünitesi

Ayrıca IONITY, Tesla Supercharger, Shell Recharge gibi büyük şarj ağı sağlayıcılarının yatırımlarıyla kıta genelinde kapsama alanı sürekli genişliyor.

---

Türkiye’de Durum Ne?

Avrupa’daki bu hızlı gelişime karşın, Türkiye henüz ilk aşamalarda. 2025’in ilk çeyreğinde Türkiye’de satılan elektrikli otomobil sayısı yaklaşık 14.200 olarak açıklandı. En çok tercih edilen markalar arasında:

• Togg
• Tesla
• Renault
• Hyundai
• MG

bulunuyor. Türkiye’de şarj altyapısının genişlemesiyle birlikte elektrikli araçlara olan ilginin daha da artması bekleniyor. EPDK verilerine göre ülkede 5.000’in üzerinde aktif şarj noktası bulunuyor.

---

Politika ve Teşviklerin Etkisi

Elektrikli araçların satışını etkileyen en büyük faktörlerden biri hükümetlerin sunduğu teşvikler. Avrupa ülkelerinde uygulanan bazı destek politikaları şunları içeriyor:

• ÖTV ve KDV muafiyetleri (örneğin Norveç, Hollanda)
• Satın alma desteği (örneğin Fransa’da 5.000 Euro’ya kadar)
• Yıllık vergi indirimi veya sıfır vergi uygulamaları
• Özel otopark, köprü/otoyol muafiyetleri

Bu desteklerin olduğu ülkelerde satışların ciddi oranda arttığı görülüyor. Öte yandan, bu teşviklerin kademeli olarak azaltılması bazı pazarlarda talebin yavaşlamasına da yol açabiliyor.